...TEKiN HOCA...
MENÜ  
  ANA SAYFA
  Atatürk ve Matematik
  ÖĞRETMENLER GÜNÜ
  4 KARE PROBLEMİ
  PC-ARAÇLAR
  MATEMATİK OYUNLARI
  STEREOGRAM
  ESCHER'DEN ÖRÜNTÜLER
  ÖRÜNTÜ YAPALIM
  ESTETİK MATEMATİK
  ZİYARETÇİ DEFTERİ

...Veli Bilgilendirme Sistemi...
...ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ...     ...TÜRK TARİH KURUMU...    ...TÜRK DİL KURUMU...

...Anıtkabir İnternet Sitesi...

 
...Şehit Öğretmenlerimizin Anısına...
© Tekin CANITEZ  KAYSERİ 2008-2023

Kuruluş: 11 Ekim 2008

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Her yıl 24 Kasım’da kutlanan Öğretmenler Günü için bir kaç şiiri bir araya getirdim. Ayrıca öğretmeniniz için yazdığınız şiirler varsa yorum kısmından gönderebilirsiniz.

Öğretmenler Günü neden 24 Kasım’da kutlanıyor ?

24 Kasım 1928, devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” ünvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermişti ve bu ünvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayınlanması ile resmileşmişti.

Atatürk’ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında, onun “başöğretmen” oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verildi.

Not:
Birçok ülkede farklı tarihlerde "Öğretmenler Günü" kutlanır.

ÖĞRETMEN MARŞI

Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur, olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

İsmail Hikmet ERTAYLAN

 

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

"Bana çiçek getirin,
dünyanın bütün çiçeklerini
buraya getirin
"
Köy öğretmeni Şefik Sınığ’ın son sözleri.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya.
Öğrencilerimi getirin buraya, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
Son bir ders vereceğim onlara.
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin... Ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin, görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini,
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın,
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyorum gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin, bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum,
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız ama kokusu eşsiz çiçek,
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
(1950)
Ceyhun Atuf KANSU


ARKADAŞLAR MERHABA

Sizden sonra da dolup boşalacak bu sınıflar
Duvarlara, sıralara sindi şimdiden
Umudunuz, sevinciniz, düşleriniz
Mezun olup gidiyorsunuz ya
Hep kulaklarımda çınlayacak sesiniz

Ben asık yüzlü hocanız Arif Ay
Çantası kitap, yüreği şiir dolu
Kucaklarcasına hepinizi: MERHABA!
Bu hafta kaç kitap okudunuz diyerek
Yine her sabah mahcup bakışlarınızdan öpeceğim

Hayat ebedî hayata eklenince tamamlanır
Bu yüzden dersler de bitmeyecek
Son şiirler gibi yarım kalacak
Uzun bir nehirdir anılarımız
Hep aramızda akacak

Sizler gibi bir gün
Ben de mezun olacağım
Özledikçe her birinizi
Yorgun gözlerimle
Yıllığınıza bakacağım

Arif AY
Başkent Ün. Öğretim Görevlisi /ANKARA

 

BEN ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM

Ben öğretmen olmak istiyorum.
Ben şâirimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül.
Âşığımın sazında tel
Öpülesi bir el olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum…
Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek olmak istiyorum
Ben öğretmen olmak istiyorum…
Ben öğretmen olmasam diyorum!
O zaman şu körpe fidan
Nasıl öğrenecek, çiçek açıp meyve vermeyi?
Şu gelinlik kızım,
Şu bıyıkları yeni terleyen delikanlım
Kimden öğrenecek insan gibi sevilmeyi, sevmeyi;
Vatan için, millet için, bayrak için
Göz kırpmadan ölmeyi?
Sen öğretmen olmalısın kardeşim;
Sen namussun, vicdansın, adaletsin…
Sen müsbet ilimsin kardeşim
Sen irfansın, inançsın geleceğimi aydınlatan…
Sen buram buram tüten vatan-sevgisi
Sen burcu burcu kokan Türklük duygususun
Biz öğretmen olmalıyız kardeşim:
Biz görmeyenlere göz,
Duymayanlara kulak,
Yürüyemeyenlere ayak atmalıyız…
Biz şairlerimizin mısralarında dil.
Genç kızlarımızın gergeflerinde nakış nakış gül.
Âşıklarımızın sazlarında tel.
Öpülesi bir el olmalıyız.
BİZ ÖĞRETMEN OLMALIYIZ. .

Mustafa Nejat SEFERCİOĞLU
(Millî Eğitim Dergisi)

BEN ÖĞRETMENİM

Şanlı bayrağımı görünce
Okulumun gönderinde,
Daha bir başka çarpar yüreğim.
Her sabah açtığım kapının
Bilgiye, sevgiye, doğruluğa açıldığını
Çok iyi bilirim.
Gelecek yetiştiririm, geleceğim için
Çünkü;
Ben öğretmenim
Yeni nesil benim eserim!

Murat ŞENGÖNÜL
İçören İlköğretim O. Md. V.
Savur/MARDİN

BEN ÖĞRETMENİM

Ben öğretmenim,
Sevdalısı bu yurdun.
Dolaşırım sınırlarında yurdumun
En yüksek burçlarına çıkar,
Bayrak olurum.

Ben öğretmenim,
Bir rüzgâr olur eserim,
Erzurum yaylasından.
Bütün yaylalarımda dolaşırım.
Özgürlük olurum.

Ben öğretmenim,
Yalnızlık türküleri söylerim, mezralarda…
Kemeraltı çarşısındaki insan seline karışır,
Karışır yüreğim…
Umut olurum.

Ben öğretmenim,
Göçmen kuşlar gibi dolaşırım yurdumda,
Geceyle biter yolculuğum.
Aydınlık olur her yan.
Işık olurum.

Ben öğretmenim,
Baharların sevdalısı…
Çocuklarımın gözlerinden akıp içeri,
Can veririm.
Hayat olurum.

Ben öğretmenim,
Gökyüzü hepimiz için mavi…
Bulut olur dolaşırım göklerde.
Sonra indiğim yerde,
Rahmet olurum.

Gönderen : Adem AKYOL



BENİ EĞİTİN

Eğitin beni, çocukluğumdan başlayarak
Alfabemi öğretin bana.
Çökmüş, yıkılmış umutlar içinde
Gülmeyi, filizlenmeyi öğretin,
Eğitin beni.
Tutun kolumdan gezdirin toprağımın üstünde,
Vatanımın dört bir yanını sevmeyi öğretin
Eğitin beni.
Çıkarın beni semalara uçmayı öğretin,
Atın beni deryalara yüzmeyi öğretin,
Eğitin beni.
Güneşi gösterin bana yağmurlu günde,
Kardeşliği öğretin,
Suç aramayın geçmişte, dünde,
Geleceği öğretin,
Eğitin beni.
Tutun elimdeki silâhı savaşmayı öğretin,
Millet için milletçe yaşamayı,
Korunmayı öğretin,
Eğitin beni.
İnsanlık içinde başımı dik tutmayı,
Milletimle gurur duymayı,
Yönetmeyi öğretin,
Eğitin beni.
Üzmeyin kısa bir ömür için
Elime verilen meş’aleyi ufuklara

Ahmet VAHAPOĞLU
Dumlusu Fatih İlköğretim Okulu Öğretmeni
Of / TRABZON


ANA GİBİ, BABA GİBİ

Öğretmenim bilir misin
Seni nasıl sevdiğimi?
Sorsan bana nerde yerin
Gösteririm ben kalbimi

Ana değil, ana gibi;
Baba değil, baba gibi
Öğretmenim ben de sevgin
Can içinde bir can gibi…

Hüseyin DÜZBASAN


ATATÜRK VE ÖĞRETMENİM

Sevgili öğretmenim
Heyecanla beklerdik seni her sabah
“GÜNAYDIN” derdin, seslerin en güzeliyle,
“BUGÜNKÜ KONUMUZ” diye, başlardın söze
Kara tahta Önünde akbilgilerle
Çırpınırdın, birşeyler öğretmek için bize.

“BAYRAK” derdin öğretmenim
Heyecandan dalgalanırdı sesin BAYRAK gibi
“ATATÜRK” deyince coşardın sen
Yatağına sığmayan IRMAK gibi.

“ATATÜRK” deyince öğretmenim
Nefes almaz seni dinlerdik
Anlatırdın hayatını devrimlerini
Cepheden-cepheye koşardın sen
Daha bir büyürdün gözümüzde
Sanki ATATÜRK’Ü yaşardın sen.

Ellerinden öperim öğretmenim.
En güzel duygularla en güzel bilgilerle
Yetiştirdin bizi
Şimdi içimizde inanç başımızda BAYRAK
Bu Yurt sevincimiz tasamız bizim
ATATÜRK ilkeleri en büyük yasamız bizim
ATATÜRK yolundan dönmeyiz biz
MEŞ’ALEMİZ ATATÜRK sönmeyiz biz…

Özkan GÖNLÜM


 

BENİ DE GÖTÜR AYDINLIĞINA

Öğretmenim İsrafil TURAN’a

İçimde ufkuma çizdiğin dağlar,
Adına gül gibi uzanıyorum…
Her çığlık kahrın önünde ağlar,
Seni yüreğimle selâmlıyorum.

Nasıl gizler yüreğini bir çocuk,
Islak yorganının karanlığına?
Sığmaz düşlerime bu koca boşluk,
Al beni de götür aydınlığına…

Ziller çalsın, yine sen dağları çiz,
Sevginin rengine boya suları.
Kucaklasın hasretimi bu deniz,
Büyüsün ellerinde güneşin yolcuları.

Bütün yıldızları sersem geceye,
Bütün çocuklara seni anlatsam,
Adın sığmaz kurduğum her tümceye,
Kıyametler kopar seni unutsam.

Nuri PEKÖZ
Çavuşlu İlköğretim Okulu Türkçe Öğretmeni
Görele/GİRESUN

DİMDİK AYAKTASIN ÖĞRETMENİM

Tebeşirle boyanan ellerini öpsem,
Sevgi bağından gülleri derip yollarına sersem,
Sen yücelerin yücesi, mesleklerin en ulvicesi,
Senin için çok şey yapsamda, bir şey yaptım diyemem.
Sana kurşun sıksalar da kanın mürekkep olur,
Seni namerde muhtaç etselerde azmin yaşam kaynağın olur.

Yorgun olsan,şakaklarına ak saçlar düşsede,
Sen yine mutlu ve umutlusun öğretmenim,
Senin umudun parıl parıl parıldayan gözler,
Senin umudun gülücükleri eksik olmayan yüzler.
Sana kurşun sıksalar da kanın mürekkep olur,
Seni namerde muhtaç etselerde azmin yaşam kaynağın olur.

Sen mimarların dahi mimarı sevgili öğretmenim,
Bir harfin için kırk yıl mı ? Kaç yıldır bilmem kölenim,
Senede bir gün değil, her gün senin için ölenim,
Eller bilmesede kıymetini ben bilenim.
Sana kurşun sıksalar da kanın mürekkep olur,
Seni namerde muhtaç etselerde azmin yaşam kaynağın olur.

Cemil AYDIN
Bolu Anadolu Öğretmen Lisesi
Müdür Baş Yardımcısı



DÜNYANIN EN DEĞERLİ ÖĞRETMENİNE

Beni, senin kadar bilmiyorum
Beni bana anlatsana öğretmenim,
Güzel günler var mı, yaşanacak mı bilmiyorum
Bana yaşamayı öğretsene öğretmenim.

Madalyonun diğer yüzünün nasıl olduğunu bilmiyorum
Bana diğer yüzünü göstersene öğretmenim.
Hayatın bu kadar acımasız olduğunu bilmiyorum
Bana hayatı öğretsene öğretmenim.

Martıların dilini bilmiyorum
Bana martıların dilini öğretsene öğretmenim.
Kanatlarım var ama uçmayı bilmiyorum
Masmavi, sevgi dolu gökyüzüne uçmayı öğretsene öğretmenim.

Hatice KAYGISIZ
Torbalı Y.D.A.L. Haz/B
İZMİR

ELLERİNDE ÖPERİM ÖĞRETMENİM

-I-
Ellerinden öperim öğretmenim
Binlerce öğrencinden biriyim ben
Anne oldun baba oldun bana
Okudum yazdım çok şey öğrendim
Borcumu ödeyemem sana.

Ellerinden öperim öğretmenim
Tebeşir tutan, kalem tutan ellerinden
Ellerin öyle güzel ellerin, öyle sıcak
Ya gözlerin öğretmenim ışıl-ışıl
Sevgi dağıtırdın kucak-kucak.

Ellerinden öperim öğretmenim
Benim için en büyük gurursun sen
Bir söz duysam iyiye güzele dair
Kalbimde vurursun sen.

-II-
Ellerinden öperim öğretmenim
“Daha dün annemizin kollarında yaşarken
Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken…”
Sen BAYRAK önünde topladın dizi-dizi
ATATÜRK yolunda yetiştirdin bizi.

Ellerinden öperim öğretmenim
Boşa gitmedi emeğin
Kimimiz doktor olduk savaştık hastalıkla
Asker oldu kimimiz canı Vatana feda
Kimimiz mühendis oldu yol yaptı baraj yaptı
İşçi olduk memur olduk emek verdik topluma
Öğretmen oldu kimimiz karanlığı aydınlattı.

Ellerinden Öperim Öğretmenim
Huzurlu ol düşünme bizi
ATATÜRK yolunda dimdik ayaktayız
Sesimiz daha gür yolumuz daha aydınlık
Özgür esen rüzgarda dalgalanan al Bayraktayız.

Sevgili öğretmenim
Senin için yazdım bu şiiri
Binlerce öğrencinden biri benim
Mübarek ellerinden öperim.

Özkan GÖNLÜM

GECELERİN IŞIKLARI

Siz olmayan güller yetiştiren,
Tomurcuklara gülümseyen sevimli yüzler;
Tüm içtenliğimizle geldik size,
Işık saçın, renk verin,
Solgun yüzlerimize…

Öğretin tarihi, ecdadı, zaferleri
Üç kıtada at oynayan bahadırları…
Uzaya, ay ve yıldızlara ulaşmak için,
Bilgi merdivenleri hazırlayın,
Çiçeklerle süslenen basamaklardan,
Ulaşalım gökyüzüne.

Yine geldik yeni ümitlerle;
Güvenle, öğrenme arzusuyla.
Biliyoruz, yükselirsek vatan da yükselir,
Göklere erer başımız.
Biliyoruz; tarihin, Atatürk’ün yolu sizden geçer.
Bahçenize geldik, solmayan gülleriz biz…
Gülümseyin yeşerelim,
Konuşun tomurcuklar açalım,
Rengarenk olsun bozkırlar, Kıraç topraklar…

Sizler gecelerin ışıkları,
Dikenli yolların yılmayan yolcuları.
Köy, şehir demeden koştunuz,
Serin pınarlarla, yayla rüzgarlarıyla geldiniz.
Doldunuz, heyecan dolu yüreklerimize
Yol gösterdiniz ışık saçtınız
Aydınlandı gönüllerimiz,
Aydınlandı yolumuz.

Gücümüz bilginizle artmakta,
Duygularımız şefkatinizle…
Yeşermekte kıraç toprağımız,
Alınlarımızda yükselecek gururla,
Ayyıldızlı bayrağımız…

Süleyman ÖZBEK

KÖY ÖĞRETMENİ

Ben bir köy öğretmeniyim,
Anlımda ışık, gözlerimde nur…
Alıp götürmeyin beni şehirlere
Götürmeyin ne olur.

Bir köy öğretmeniyim,
Katıksız duygular içinde yaşarım.
Çıplak ayaklar basar yüreğime,
Onları tutar, okşarım.

Bir köy öğretmeniyim,
Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım,
Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde,
Dağlardan daha çok yücedir başım.

Ben bir köy öğretmeniyim,
Evlerde motif, dillerde destan
Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze,
Ve gönüllerde büyür vatan…

Göktürk Mehmet UYTUN

ÖĞRENCİLERİME

Ne servet isteriz, ne mevki, ne şan
Bize kuvvet verir, ağaran her tan
Tesellimiz olur, taze bir fidan.
Duygular yürekte nakış nakıştır.
Sizin varlığınız bize alkıştır…

Bazen gaz lambası, bazen loş ışık,
Gözümüz ezelden buna alışık
Bozkırlar üstünde açan sarmaşık.

Duygu pınarıyla ruha akıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır.

Hep aynı sedalar kulağımızda,
Bilgi demetleri kucağımızda…
Al al gelincikler sancağımızda,

Bu nurlu yollardan göğe çıkıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır.

Yılları bıraktık çok gerilerde,
Gençlik rüzgârları kalmadı serde
İlim yağmuruyla pek çok siperde,

Emelimiz, şimşek şimşek çakıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır.

Siz solmayan güller, yeşeren dallar,
Ay yıldız üstüne işlenen allar.
Seneler geçse de ayrılmaz yollar,

Tükenmez hazine, sıcak bakıştır,
Sizin varlığınız bize alkıştır…

Süleyman ÖZBEK

ÖĞRETMEN

A’dan başlar aydınlık,
Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen.
Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
Yeryüzü ile el ele öğretmen

Göz gözdür o, uzakları görürüz
Ağızdır o, türkü söyleriz haykırırız günlerden.
Ulaşırız erdem üstüne, gelecekler üstüne biz hep
Çizer büyük değirmisini
Uç olur da gergele öğretmen.

Hey hey, burası bir dağ köyü, kurda kuşa
Bırakılmış göğün kıyısına bırakılmış
83 toprak ev, 83 acı duman,
Çoluğuyla, çocuğuyla 415 karanlık
Kurtulacağız, el ayak kurtulacağız,
Bir okul yapıla, bir gele öğretmen.

Bir ışık, bir ışık daha,
Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
Nice istemeseler de, nice önleseler de,
Uyandırır toplumunu
İyiye, doğruya, güzele öğretmen.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA


ÖĞRETMENİN ÖYKÜSÜ

Ben, köy öğretmeniyim,
Dağ başında bulutların altında.
Toprak kokar ellerim,
Pantolonumda çamur lekesi var.
Pis değil ki, vatan toprağı kokar,
Kars’tan Edirne’ye kadar.
Geceleri mum yakarım odamda,
Yarın yirmi dokuz Ekim,
Köyde bayram var.
On beş kız, yirmi erkek kaydettim.
Tüm anadolu’ya selamları var.
Henüz kara tahtam yok,
İlk harfleri tanelerle yazdırttım.
Aydınlık A’dan başlayacak

O. Köksal MEMİŞ


ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM

Ben, öğretmen olmak istiyorum,
Ben, şairimin mısralarında dil
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
Aşığımın sazında tel
Öpülesi bir el olmak istiyorum.
Ben, öğretmen olmak istiyorum…

Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek,
Güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek olmak istiyorum.
Ben öğretmen olmak istiyorum…

Şu öksüz yavruya sımsıcak kucak,
Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
Çorak topraklara yağan yağmur,
Azgın sulara, bend,
Mehmed’imin elinde çağlar açan kılıç,
Ben ana, ben baba, ben Fatih, ben İbni Sina,
Ben Mimar Sinan olmak istiyorum.
Ben öğretmen olmasam diyorum,
Kim ekecek tohumları toprağa.

Ben ressamımın elinde fırça, tualinde renk
Bestekarımın en içli şarkısında nağme,
Hattatımın, nakkaşımın elinde kalem;
Ben Hoca Ali Rıza,
Ben Itri, Leyla Hanım,
Ben öğretmen olmak istiyorum.

Ben zehirli mantarların,
Deve dikenlerinin,
Ayrık otlarının boy attığı verimsiz bir toprak değil,
Ben,
Kırlarda elvan elvan çiçeklerin açtığı,
Dağlarında hür kuşların uçtuğu,
Pınarlarından susayanın içtiği,
Yollarından yiğitlerin geçtiği
Çiftçisinin başak, başak kardeşliği biçtiği
Bir vatan olmak istiyorum;
Ben, öğretmen olmak istiyorum.

Ben Hakk’a yönelen alınlarda nur,
Vatan topraklarını çevreleyen sur,
Mehmetçiğin göğsünde “iman”
Gençliğimin damarlarında “asil kan”
Bu zulme eğilmeyen baş,
Ben vatan için ağlayan gözlerde yaş,
Barışta güvercin, savaşta kartal olmak istiyorum;
Ben, öğretmen olmak istiyorum.

Nejat SEFERCİOĞLU


BAŞÖĞRETMENİM

Atatürk benim,
Başöğretmenim.
Ne öğrendimse
Ondan öğrendim.

Yenilikleri
Hep o düşünmüş
Milleti için,
Ağlamış, gülmüş

Çocuk kalbimle,
İlk onu sevdim.
Atatürk benim
Başöğretmenim

Tarık ORHAN



ÖĞRETMENİM

Ben bir gülüm, sen bahçıvan
Çok açarsam eser senin
Mis kokarsam hüner senin
Ama bir de solarsam
Günah senin, günah senin
Öğretmenim.

Ben tohumum, çiftçi sensin
Çok sularsan, ürün senin
Bol olursam, verim senin
Ama bir de çürütürsen
Hata senin, hata senin
Öğretmenim.

Ben elmasım, sarraf sensin
Pırlanta isem, emek senin
Parlıyorsam, yaldız senin
Ama bir de parçalarsan
Kırık senin, kırık senin
Öğretmenim.

Ben boş defter, kalem sensin
Doğru yazsan, yarın senin
Güzel yazsan, ikbal senin
Ama bir de karalarsan,
Vicdan senin, vicdan senin
Öğretmenim.

Ben öğrenci, sen öğretmen
Başarırsam hüner senin,
Kazanırsam zafer senin,
Ama bir de kaybedersem,
Yok diyecek başka sözüm,
Yorum senin, yorum senin
Öğretmenim.

Hatice Kültür Torun



ÖĞRETMENİM

Köyde, kentte, bucakta
Uygarlık yolunda
İyilik, güzellik için
YARIŞTASIN

Adın dillerde, sevgin gönüllerde
Elinde hiç sönmeyen bir mum
Zifirî karanlıklarla
SAVAŞTASIN

Vatan denen yuvada
Atatürk’ün yolunda
Birlik, beraberlik için
BAŞTASIN

Tohumlar ekersin insanlık bahçesine;
Fidan olur, ağaç olur,
Meyve verir
KIVANÇTASIN

Anadolu’nun uzak yerlerinde,
Güçlükler içinde,
Çok şeyler beklemeden
UĞRAŞTASIN

F. Ceren DAYANGAÇ
Bozüyük Anadolu Öğretmen Lisesi Öğrencisi
BİLECİK

ÖĞRETMENİM

Bir uzun geçmişte hatırlıyorum seni
Korkulu çocuk yüreğimde acılar vardı
Dost muyduk düşman mıydık bilemiyordum.
İlk resmî ayrılışımdı anamdan, gülemiyordum.
Galiba bir yayla dönüşü bir ılıkça gün
Karga seslerinin rüzgârlara karıştığı bir son yazdı
İlk göz göze gelişimizde sessizce ağlayıverdim
Zira bana da herkese baktığınca bakıyordun
Kayıtsız bakışlarınla yüreğimi yakıyordun.
Bir solgun alev sıcaklığı ile içimi yakmıştın
Galiba benim dünyamda ilk kravatı da sen takmıştın.
Tebeşiri senin elinde görmüştüm öğretmenim
Kara tahta önünde duruyor, kendini yoruyordun
Bir seyirlik adamdın gözümde.
Öğrenmeyi değil oynamayı bilirdim.

Hilmi EREN
Emekli Okutman / ANKARA

ÖĞRETMENİM

Öğretmenimin sözleri
Bu sabah güzel mi güzel
Göz bebeklerindeki yankılar
Buram buram dostça
Tüm insanlara
El ediyor
Merhaba….
Öğretmenimin gözleri
Alev alev, pırıl pırıl
Türkiye okunuyor öğretmenimin
gözlerinden Ilgıt ılgıt akça
Konuşuyor
Öğretmenim
Dağlarca….
Öğretmenimin elleri
Öpülesi, öpülecek ellerdir
Özgürlük türküsünü söylüyor
Burcu burcu pakça
Kara tahtanın
Başında
İNSANCA….

Abdülkadir GÜLER
Emekli İlçe Millî Eğitim Md. / AYDIN



ÖĞRETMENİM

Ben,
Seni ilk defa
Okul duvarının dışından
Okula gitmezken tanıdım.
Kirli suratım, karışmış saçlarım
Çapaklanmış gözlerimle
Hep sana bakardım…

Anasızlığımın özlemini
Senin çocuklarla ilgilenmenle
Kapardım…

Okula başladığımda,
Cızlavat lâstik ayakkabılarımın içinde
Donarcasına ıslanmış ayaklarımı,
Sıcacık bakışlarınla kurutur
Bana bir kerecik dokunman için
Her türlü yaramazlığı yapardım…

Ben,
Sevdalarımın en büyüğünü
Sana bakarak yaşadım…

Sevgili öğretmenim.

Ragıp SARI
Atatürk İlköğretim Okulu Öğretmeni
BALIKESİR

ÖĞRETMENİM

Öğretmenim,
Canım benim!
Seni ben pek
Çok severim.

Sen bir ana,
Sen bir baba,
Her şey oldun
Artık bana

Gözüm sende,
Gönlüm sende.
Okut, eğit
Beni sen de

Okut, öğret
Ve nihayet
Yurda yarar
Bir insan et!

Rakım ÇALAPALA

ÖĞRETMENİM

Güler yüzlü öğretmenim,
Bir tanesin, canım benim.
Masallarla bilmeceler,
Anlatırsın neler neler…

Kalemimi tutamazken
Kitabımı açamazken
Bir de baktım yazıyorum,
Sular gibi okuyorum.

Çalışıp iyi olmayı,
Koşup el ele vermeyi,
Bu güzel yurdu sevmeyi
Sen öğrettin öğretmenim.

Bizde pek çok emeğin var,
İçimizde çok yerin var
Yetiştirdin hepimizi,
Ver öpelim elinizi

Süleyman KARAGÖZ

ÖĞRETMENİME

Bilgi demetleri sun, yine bana,
Yine yalçın dağlar ötesinden gel…
Işık saç, erdem ver, sisli dünyama,
Yine altın çağlar ötesinden gel…

Aydınlığa giden sonsuz yollardan,
Tomurcuklar açan yeşil dallardan,
Bahçedeki taze, solmaz güllerden,
Baharlarla bağlar ötesinden gel…

Fecri müjdeleyen yıldızdan, aydan,
Uzat maviliği şeffaf saraydan
Buketler dererek bize uzaydan,
Göklerden al tuğlar ötesinden gel.

Milletime doğan şafaklarla şen,
Şehitler yatağı topraklarla sen,
Irkıma şen veren bayraklarla sen
Tarihler, otağlar ötesinden gel….

Süleyman ÖZBEK

ÖĞRETMENİN VEDASI

Gidiyorum… Bir yanımda emeklerim,
Bir yanımda
Uçsuz bucaksız hayallerim.
Sizlerde yaşayacak onlar şimdi.
Bir damla gözyaşına kıyamadığım,
İçimin derdi, saçımın akı çocuklar…
Yavrularım…Evlâtlarım,
Kınalı kuzularım,
Avucu reyhan kokulu küçük dağlarım.
Kiminiz büyüdü, heybetiyle
Nam saldı, kâh korku yedi âleme,
Hatta bana bile!…
Kiminiz kurudu, kara saban arkasında
Ufalandı eller, parçalandı yürekleriniz
Toprakla beraber…Sevgisiz…
Kiminiz, daha çiçek açmadan meyve verdiniz…
Bu ihtiyarın derdi nedir bilir misiniz?
Dört adam,
Çıkacak mı benim dört kolluyu taşıyan?…
Ve olacak mı acep öbür tarafta
Yepyeni bir kara tahtam…
Benimle zamanı gelince oynadın da hazla
Alışamadığım dört duvar arasında ne işin vardı!
Hep benden önce oradaydın ne yazın ne kışın vardı…
İlk harfler, heceler, sözcükler derken
Ve o mabede seninle gelip giderken
Tutuştu ellerimiz birleşti gözlerimiz.
Karga seslerinin rüzgârlara karıştığı bir son yazdı
Son göz göze gelişimizde…
Buruk tebessümlerinle beni ağlatmıştın
ÖĞRETMENİM,CANIM….

Fatma AYDEMİR
Asarcık Emirmusa Karaköseoğlu
İlköğretim Okulu Öğretmeni / SAMSUN

SANATKAR

Al, işte boyalarım
Bir resim yap bana,
Kâğıdı kocaman olsun…
Bir manzara çiz Anadolu’dan
Şöyle güzel bir manzara
Seyrine doyum olmasın…
Dünyamı karartan
Kara bulutları çizme sakın!
Önce, güneşi yap
En üst köşeye;
Aydınlatıcı olsun,
Sıcaklık versin gönüllere…
Ön plânda
Bir çoban görünsün;
Yaslamış sırtını
Ulu bir çınar ağacına.
Kavalını da ver eline
Yanık yanık çalsın
Bizim türkülerden…
Çıngıraklı
Kınalı koyunları,
Kuzuları da yap tabi.
Gönüllerde sevgiyi yeşerten
Çimenleri de boya.
Sümbülleri, nergisleri de çiz
Körpe çocuklar misali…
Bir dere aksın yan taraftan
Beyaz köpüklü,
Suları serinletici olsun
Yeşertsin tohumları…
Sonra;
Uzaklarda görünen
Bir köy olsun,
Bizim köyümüz.
Evleri görünsün; kerpiçten.
Okulunu da çiz;
Bacası ak tüten…
Ve,
Bir yol çiz
Arkadaki dağların ta yücesine
Aydınlık olsun…
Eline sağlık öğretmenim,
Ne kadar da güzel oldu!..
Olmasaydı bu çizgiler,
Boş kâğıt neye yarardı!..
Ya ben;
Ya bendeki çizgilerin öğretmenim;
Bilginin,
Gerçeğin,
Sevginin
Solmayacak çizgileri.
Ya onlar olmasaydı,
Ben; manzarasız
Boş resim kâğıdı gibi
Bir hiç olurdum…
Devam et öğretmenim:
Tükenmesin hiç kalemin,
Tükenmesin nefesin.
Gönlümün ta derinliklerinde
Yücelerden yücesin…
Bir kâğıda,
Bir kendime bakıyorum.
Başkalarını bilmem ama,
Dünyanın en büyük sanatkârı
İnan sensin…

Hüseyin KULAKSIZ
Sağlık İlköğretim Okulu
Matematik Öğretmeni – AKSARAY

SENİNLE HER MEVSİM BAHAR ÖĞRETMENİM

Bir gün dersem ki, ben öğretmenim
Kalemimin mürekkebi alın terindir.
Vedalaşıp gidersem öğretmenim
Unutmayı unuturum da, unutmadığım
Kalbimdeki en güzel yerindir.

Bir gün adımı soranda çocuklarım
Kendimden önce senin adını söylerim
Solmadan açabiliyorsa köpre tomurcuk,
Uğrunda harcanır boncuk boncuk,
Yine de bitmez öğretmenim var derim

Güllerin güzelliğini göstermeden önce
Gülşenin vurulduğu tebessümünü anlatırım
Her zil çalışında önce sen gelirsin aklıma
Senden incecik bir ışık gelir şiir şiir
Ben susarım, yine sen konuşursun gönlünce.

Bir gün dersem ki ben öğretmenim
Sen güneş kadar uzakta bile olsan
Her bakışımda gülümseyişini görürüm
Işıksız açmazmış çiçek, gelmezmiş bahar
İnan seninle her mevsim bahar öğretmenim.

Yılmaz İMANLIK
Salıpazarı Muslubey İlköğretim Okulu Öğretmeni SAMSUN

SEVGİLİ ÖĞRETMENİM

Sevgisinin sonu yok,
Kalbinin şefkati çok,
Gönlü büyük, gözü tok,
Sevgili öğretmenim.

Bilgisi ışık saçar,
Sözleri gönül açar,
Ruhum sevinçen uçar,
Sevgili öğretmenim.

Bekliyoruz yolunu,
Sardık sağla solunu,
Uzat bize kolunu
Sevgili öğretmenim.

Toplandık dizi, dizi,
Sev, okşa hepimizi,
Sensin okutan bizi,
Sevgili öğretmenim.

Doğru yol gösterirsin,
Okutur, eğitirsin,
Bize bilgi verirsin,
Sevgili öğretmenim.

Seni candan severiz,
Saygı duyar överiz,
Ellerinden öperiz,
Sevgili öğretmenim!..

Ali Osman ATAK

Bugün 7 ziyaretçimiz oldu!
 
 
 


.:ÖNEMLİ:.
Bu bir
ÖDEV SİTESİ
DEĞİLDİR


"PC-ARAÇLAR"
sayfasındaki
Ücretsiz
Program Önerileri
sık sık
güncellenir


Türkçemizde
bulunmayan
q,w,x harflerinin
kullanıldığı
mesajlar
silinir.




SİTE LOGOSUNUN
ÜSTÜNDE GÖRÜNEN
"REKLAMLAR"
SERVİS SAĞLAYICISI
TARAFINDAN
EKLENMEKTEDİR.

BU REKLAMLARIN
BENİMLE
YA DA SİTEMLE
HİÇBİR BAĞLANTISI
YOKTUR
...



Tekin CANITEZ
Matematik Öğretmeni
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol